DANIŞAN GÖRÜŞÜ 73

DANIŞAN GÖRÜŞÜ 73

Mersin de doğmuş İstanbul'da büyümüş, 51 yaşında, boşanmış, iki çocuk annesi, edebiyat doktoru, emekli öğretmen bir danışanımın görüşü:

Özlem hanımı bir arkadaşım vesilesiyle feysbuktan tanıdım, güven sorunu yaşayan biri olarak uzun süre -yaklaşık bir yıl kadar- yazılarını, fikirlerini, çalışma yöntemini, inceledim.

Kendisinin akılcı, realist, hayal satmayan biri olduğu kanaatini edinince de yazışarak ön bilgi aldım. Bu konuda da çabuk dönüşlerle sonuca gitmeye, yardıma hazır biriyle karşılaştım. Gece yarısı bile yazsanız, hemen cevap alıyorsunuz, bu büyük bir imkan...
 
Bir müddet de şartlarımın olgunlaşmasını bekledim. (Aslında her şey olması gereken zamanda olur da biz ortam hazırladık zannederiz) ) Elnetice, bir gün ani bir kararla gittim, keşke daha önce gitseymişim dedim. İçimde yıllarca büyüttüğüm, yaşattığım ama birikimlerle, yüklerle bastırdığım, küstürdüğüm tatlı dilli, güler yüzlü, toleranslı beni ertesi sabah görünce şaşırmadım desem yalan olur. Hayatıma bir sihirli değnek değmişti adeta, çünkü benim yüküm hafifleyince bakış açım ve dilim değişti, onlar değişince de etrafımdaki herkes...
 
Çocuklarımla iletişimde yaşadığım tutukluklar kısa sürede çözülüverdi. Hatta Özlem hanıma gidişimin ertesi günü dargın olduğum arkadaşım iki mesaj yollamıştı, biri olumlu biri olumsuz. Olumsuz mesaj bir yerlerde takılı kalmış, olumlu olan bana ulaşmıştı, ben de ona istinaden görüşmek, konuşmak istedim. Bir araya gelip olanları konuşmaya başladığımız anda olumsuz mesaj geldi.Tabi ki artık anlamını kaybetmişti, sadece güldük.
 
Açıkçası gitmeden önce en çok "acaba duygusuz biri olur muyum" kaygısıydı çektiğim çünkü duygularımın değerli olduğunu düşünenlerdenim. Ama o çok sarıldığım duygularımın nasıl serbest kalacağını, nasıl dile döküleceğini de unutmuşlardanmışım meğer. Aslında kendime haksızlık etmeyeyim, yaşanan çeşitli olumsuzluklarla bastırmışlardanmışım diyeyim.
 
Hasılı kelam şimdi kendimi daha rahat ifade ediyor, her şeyde kendimi suçlamıyor (hatta kimseyi suçlamıyor diyebilirim), önyargısız ve daha toleranslı davranıyor, daha az üzülüyor, daha çok gülüyorum. Kısacası aslında bende var olan potansiyeli serbest bırakmış ve işlevsel hale getirmiş oldum Duygu Dengeleme ile. Bu tekniğin etkin olmasının en birincil nedeni bence, kendi kendinize bile itiraftan kaçındığınız, dile getirilmesi zor şeyleri dil ile ikrar etmek zorunda olmanız, çünkü bir kez çıktı mı çıkmış oluyor o artık sizden beyninizden, ruhunuzdan...hem de geri dönmemek üzere...şifalanmak üzere evrene karışmış oluyor...
 
Bunun ne kadar özgürleştirici, rahatlatıcı bir şey olduğunu yaşayarak deneyimlemenizi önce kendiniz, sonra sevdikleriniz için şiddetle tavsiye ediyorum. Özlem hanım, içten, yürekten, en kalbî teşekkürlerimle...